14 Mayıs 2012 Pazartesi

Anneme

İlk yazım için bu kadar özel bir gün olması güzel tabiki, anneler günü çoğu insan için formalite icabı alınan hediyeler, kimileri için sıcaklık ve en yoğun sevgidir, öyle üç beş günlük süren bir sevgi değil siz terketmek istesenizde onun terketmeyeceği bir sevgidir.

Bana göre anne kelimesinin anlamı sen ne zaman ihtiyaç duysan kollarını açmış kucaklamaya bekleyen iki özlenesi koldur.

Aslında yıllardır içimde bir anne sevgisi eksikliği varmış ama ben farkında değilmişim Ya da bastırmışım bilmeden ötelemişim, ta ki minik bir bebeği kucağıma alaıncaya dek, çoğu insanın uyuduğu bir zaman dilimi saat 03:20 ve doğumhanede Ahmet Kaya şafak türküsü çalıyor, “saçlarına yıldız düşmüş koparma anne” ve benim gözlerimden yaşlar süzülüyor ve anne olmanın garip duygularıyla annemi özlüyorum ve o günden beri hep annemi özlüyorum. En çok mutsuz olduğum zaman özlüyorum, Hiçbir zaman başımı okşamadığı ellerini düşünüyorum, (ya da benim hatırlamadığım) beni severmiydi dövermiydi bunları düşünüyorum…

Seni düşünüyorum hayal meyal resimlerdeki yüzünü canlandırmaya çalışıyorum, nasıl bir kokun vardı, neleri severdin neleri sevmezdin…

Hayatımda seninle yaşamış olmamız gerken ama yaşayamadığımız şeyleri şimdi kızımla yapıyorum, o her ne kadar onun için neler yaptığımın, onu dünyanın merkezine koyduğumun farkına varmasada bu ben gidinceye kadar hep böyle olacak. Bir gün oda bunu farkedecek….

Anlam katan şeylerin anlamlarını kendimizin inkar edişi ve farkına varamayışımız, buydu bana göre dünyanın anlamsızlığı, en yakımızda olanın değerini bilememek ve öylece hayatımızdan yitip gitmesini beklemek . Ben kaybetmenin ne olduğunu çok önceleri öğrenmişim ama geç farkettim işte bu yüzdendir hep yanımda olsun isterim sevdiğim ne varsa, dokunmak isterim varlığının ispatı gibi ellerimle hissetmek isterim.

Dokunamadığım ve hissedemediğim bir anneler günü daha, hiç bir zaman sıcaklığını hatırlayamayacağım ellerinden öperim, anneler günün kutlu olsun, ışıklar içinde uyu ANNEM…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder