8 Haziran 2012 Cuma

Bekir Coşkun- Neremizi İstersen 07/06/2012

Neremizi İstersen...

Kadının rahmi size ait ise...

Baktım da; neremiz bizim?..



Misal şu burnumuz...

Neye sokacağız, neye sokmayacağız?.. Ya da nerede kaldıracağız, nerede indireceğiz, karar sizin...

*

Dilimiz sizin...

Sus, sus...

Konuş konuş...

Fazıl Say “dilim benim” dedi, gidiyor...

*

Gözlerimiz sizin...

Türkiye’nin nereye gittiğini gören var mı?..

Yok...

“Görmeyenler görsün” dediğinde, fıskıyeli havuzları göreceğiz... Ama artık yerinde olmayan 3 bin kamu malını, ormanı, koruluğu, derenin şelalesini gören mi var?..

İstanbul’un on asırlık siluetini gör bakalım?..

Sırada Haydarpaşa gar binası...

Yok gözünü açan oldu mu, içine biber gazı...

*

Kulaklarımız...

Senin...

Seni dinlemeye iki kulak az bile...

Eşek kulağı lazım...

*

Ayaklarımız senin...

Git, gidiyoruz...

Dur, duruyoruz...

Bak iniş aşağı geri geri gidiyor Türkiye, ayakları tut tutabilirsen...

*

Midemiz senin...

Artık nasıl istersen...

Helal gıda mı?..

Aşure mi?..

Rakı, şarap yasak...

*

Kıçımız...

“Otur” de, oturur...

“Kalk” de, kalkar...

O da gitmiş Beyoğlu’nda sandalyeyi öne koymuş oturmuş, tabii “Kalk” dediler... Komutan kalkmadığı için gidip hapishanede oturmaya başladığından bir önceydi...

*

Geldik pipiye...

En az üçe göre mi, en az beşe göre mi?..

Nasıl dersen...

*

Beynimiz senin...

Bak koca medyada senin olmayan beyin kaldı mı?..

Ya da senden farklı düşünen; bilim adamı, savcı, yargıç, rektör, dekan, polis, asker, bürokrat, işadamı, vali var mı?..

Yok...

*

Bir o kalmıştı; kadının rahmi...

Artık neremizi istersen...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder